KIBRIS MESELESİ ; " KKTC'NİN GELECEĞİ "

4/8/20253 min read

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanımayan Türk Devletleri Teşkilatı üyesi Kazakistan ve Özbekistan’ın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni " Kıbrıs Cumhuriyeti " olarak resmen tanıyıp büyükelçi atamasının ardından Türkmenistan'da Guney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni resmen tanıyarak büyükelçi atadı.

Bu gelişmelerin sebeplerinden biri de Avrupa Birliği ile Özbekistan, Kazakistan, Türkmenistan, Kırgızistan ve Tacikistan’ın, Semerkant kentinde yaptıkları "1. AB-Orta Asya Zirvesi" olarak gösteriliyor.

AB'nin Orta Asya'da ki Türk Devletlerine stratejik ortaklığın geliştirilmesi ve 12 Milyar Euroluluk bir yatırım paketi karşılığında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin "Kıbrıs Cumhuriyeti " olarak tanınmasını şart koştuğu söylentileri mevcut.

Türk Devletlerinin GKRY'ni Tanıması Bakınız;

https://www.veryansintv.com/kardes-ulkeler-12-milyar-dolara-kktcyi-nasil-satti

ABD ile problemler yaşayan AB'nin Türkiye'ye muhtaç kaldığı söylentileri dolaşırken Orta Asya'da ki Türk Devletlerinin AB için Türkiye Cumhuriyeti aleyhine eylemde bulunuyor olmasında Türkiye Cumhuriyeti biraz da kendini sorgulamak zorundadır.

ABD , AB Çatışması Bakınız ;

https://www.google.com/amp/s/www.bbc.com/turkce/articles/cx2egke1d64o.amp

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Neden Uluslararası Alanda tanınmıyor?

Halihazırda zaten sıkıntılı bir statüye sahip olan ve meşruluğu tartışılan KKTC'nin yaslanabileceği tek dağ olan ve kendi söylemleriyle ağabey konumunda ki Türkiye Cumhuriyeti olarak ki son derece başarısız politikalarımız sebebiyle malesef ki yarardan çok zarar veriyoruz. Son dönemlerde KKTC'nin adı sıklıkla kara para , kumar , mafya faaliyetleriyle ilişkilendiriliyor. Uluslararası alanda ki statüsünden faydalanılarak ada kirli işler için kullanılan bir bölge haline getirildi. Bu durumda ki bir Devleti hangi Devlet tanır? Hangi Devlet Büyükelçi atar? Dünya genelinde ırkçılık yaygınlaşırken Guney Kıbrıs Rum Halkı da bu gelişmelerden geri kalmadı Rumlar Ada'da örgütlenme faaliyetlerini arttırmış durumda Ada genelinde yakında 1974'de ki olaylara benzer olayın yaşanacağı bariz bir şekilde kendini gösteriyor. Fakat Türkiye Cumhuriyeti olarak 1974'den de eksi durumdayız. Kıbrıs Barış Harekatı'nda Ada'da ki Türk halkı Türkiye Cumhuriyeti'ni çağırmış ve Türkiye Cumhuriyeti bu talep'in verdiği meşruluk ile Ada'ya çıkartma yapabilmişti. Bugün ise malesef ki Ada'da ki yerel Türk halkı dahi yaşadışı faaliyetlerden ve huzurun bozulmasından Türkiye Cumhuriyeti'ni suçluyor durumda. Yani Rumların olası bir harekatında KKTC bağımsızlığını korumak için mücadele etmek ve Türkiye Cumhuriyeti'nden yardım talebinde bulunmaktan çok Rumlarla uzlaşma yoluna daha yakın. Yine malesef ki işlerin bu noktaya gelmesinin en önemli sebebi Türkiye Cumhuriyeti'nin Kıbrıs üzerinde izlediği politika.

Rum Kesiminin Irkçılık Faaliyetleri Bakınız ;

https://mfa.gov.ct.tr/tr/guney-kibris-rum-yonetiminde-saldiriya-ugrayan-kibris-turk-gencleri-hk/

KKTC'nin Bağımsızlığını Korumak Ve Uluslararası Alanda Tanınırlığını Sağlamak İçin Ne Yapabiliriz?

-Türkiye Cumhuriyeti Türkiye'den giderek KKTC'nde çeşitli yaşadı faaliyetlerde bulunan ve Ada'nın huzurunu kaçıran kişileri kendi ile bağlantılı ise Ada'dan çekmeli kendi ile bağlantısı yok ise de bu gruplara karşı KKTC ile beraber çetin bir mücadele başlatmalıdır. Ada'nın yaşadışı faaliyetlerden arındırılması Uluslararası İlişkiler'de meşruliyetinin sağlanması ve yerel halkın huzuru için hayati önem taşımaktadır.

-Türkiye Cumhuriyeti KKTC üzerinde ki elini tamamıyla çekmeli ağabey rolünden çıkmalı ve KKTC'nin yönetimine hiçbir müdahale'de bulunmamalıdır. KKTC'nin tamamıyla bağımsız bir Devlet olarak varlığını devam ettirmesi tanınmasını sağlamak için daha olası bir durumdur.

- Özetle ; Çok sevdiğimiz canımızın bir parçası olan küçük kardeşimizi varlığını devam ettirebilmesi için kendi haline bırakmak zorunda olduğumuz bir dönem içerisindeyiz. Bu hususların ekseriyetle uygulanması şuan ki konjonktür de mecburiyettir. Aksi takdirde KKTC bağımsızlığını kaybetme durumuyla karşı karşıya kalabilir.